Çocukluğum ve Hayatım
Eskimiş olan çocukluğum, hala aklımda ve unutamıyorum. Çocukluğum, basit bir şehir yaşantım değildir. Şen şakrak günlerim vardı. Ben bir köy insanıyım ve köyde doğup büyüdüm. Şehirdeki asortik insanlar gibi hayatı gezerek, tozarak ve eğlenerek yaşamadım. Sabahları erken kalkar, kahvaltımı yapar, tarlaya doğru yola koyulurdum. Tabi okulu köyde okuyamadım. Bayramlarda köyümüz, çok kalabalık ve eğlenceli geçerdi. Gezintiler, bayramlaşmalar ve ziyaretler olurdu. En çok da mantar ve mantar tabancasını severdim. Eğlenceydi tabi ki. Kışı, soğuk ve karla kaplı olurdu köyümüz. Kışın en çok yapılan, kızakla kayak yapmak. Köy çocukları ile hep beraber tepeden aşağıya kayardık. Bir de kar topu ile oynamayı ve kardan adam yapmayı severdim. Yazları bilirsiniz, sıcak ve kurak geçer. Gelecek için bir hayattır güneş. Doğayı sevmek gibisi yok. Taa ki, İstanbul'a göç edene kadar. Tabi şehir yaşantısına alışamamıştım. Kendimi garip hissedip çevreye tanımaya çalışıyordum. Televizyonu bilirim ama kumand